2019'da UEFA Kadınlar Şampiyonlar Ligi'nde En İyi 32'ye kalmak kariyerimde bir dönüm noktasıydı. Avrupa'nın en güçlü takımlarına karşı oynamak, yüksek baskı altında savunma yapmanın sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir süreç olduğunu öğretti. Her hareketimi daha hesaplı yapmayı, oyunu daha hızlı okumayı ve daima bir adım önde olmayı öğrendim. Bugün hâlâ uyguladığım en önemli alışkanlıklardan biri, savunma şeklimizi korumak ve özellikle baskı altındayken takım arkadaşlarımla sürekli iletişim halinde olmaktır. Bu maçlar bana taktiksel disiplinin ve kolektif fedakârlığın ne kadar değerli olduğunu öğretti.
Stoper olarak alışılmışın dışında bir boya sahip olsam da (1.67 m), bunu akıllı pozisyon alma, önsezi ve fiziksel disiplinle telafi ettim. Her zaman topun düşeceği noktayı hissedip doğru yerde olmaya çalışırım. Unutamadığım bir an, Şampiyonlar Ligi maçında benden çok daha uzun bir forvete karşı aldığım kritik kafa topuydu. Sadece doğru zamanda yükselip iyi pozisyon aldığım için o hava topunu kazandım. Bu da bana taktiksel zekânın bazen santimetrelerden daha önemli olduğunu hatırlattı.
Donat Zadar'daki kısa süreli deneyimim, Mitrovica'dakinden oldukça farklıydı. Hırvatistan'da daha bireyselleştirilmiş antrenman metotlarıyla karşılaştım; oyuncu gelişimi ve veri analizine daha çok önem veriliyordu. Lig daha fiziksel ve tempoluydu. Kosova'da oyun daha çok taktiksel ve yapılı bir sisteme dayanıyor, ama Hırvatistan'da sürekli bire bir mücadele baskısı vardı. Bu deneyim, savunmadaki rolümde daha esnek olmamı ve uyum yeteneğimi geliştirmemi sağladı.
KFF Mitrovica'daki başarımızın temelinde disiplin, birliktelik ve karşılıklı güven yatıyordu. Her maçı bir final gibi oynadık. Antrenörlerimiz bizden çok şey bekliyordu ama her zaman adil ve taktiksel olarak netti. İstikrarımız, kadro istikrarı ve Avrupa'da Kosova'yı gururla temsil etme misyonumuzdan geliyordu. UEFA maçlarının yorgunluk getirdiği anlarda bile mental seviyemiz düşmedi. Bu kolektif ruh, yerel alandaki hakimiyetimizin asıl sırrıydı.
2020'den beri Kosova'yı temsil etmek, kariyerimin en büyük onurlarından biri. Bu bana sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu ve genç nesillere örnek olmanın ne kadar önemli olduğunu öğretti. Bu bakış açısı kulüp kariyerime de yansıdı; sahada ve saha dışında liderlik rolünü üstlenme duygusunu artırdı. Kosova formasını giymek sadece bir takımı değil, bir ulusu, tarihini, fedakârlıklarını ve gururunu temsil etmek demek. Bu bilinç, her maçta beni motive ediyor.
Beşten fazla UWCL deneyimimden sonra söyleyebilirim ki, Kosova kadın futbolu ilerleme kaydetti ama hala alınacak uzun bir yol var. En büyük eksiklikler altyapı, profesyonellik ve istikrar alanlarında. Avrupa kulüplerinin analiz ekipleri ve yardımcı antrenörlerle dolu geniş kadroları var – bizde ise bu eksik. Bu farkı kapatmak için tek bir şey değiştirme şansım olsaydı, genç akademilere ve antrenör gelişimine uzun vadeli yatırım yapardım. Geleceği güçlü temeller üzerine inşa etmeliyiz.
Benim liderliğim sadece sahayla sınırlı değil. Soyunma odasında özellikle baskı altında sakin ve pozitif bir atmosfer yaratmaya çalışırım. Genç takım arkadaşlarıma her zaman destek olmaya, motive etmeye ve tecrübelerimle yol göstermeye çalıştım. Bir kupa maçını çok iyi hatırlıyorum; ilk yarıda konsantrasyonumuzu kaybetmiştik. Devre arasında konuşma yaptım ve takımın zihinsel olarak yeniden odaklanmasına katkı sağladım. O an maçın dönüm noktası oldu ve kazandık. Bu bana bir sesin ne kadar etkili olabileceğini gösterdi.
2022 ve 2023'te arka arkaya ligde ikinci olmak hayal kırıklığıydı ama biz bu duygunun bizi kırmasına izin vermedik. Bunun yerine, durumu analiz edip yeniden toparlanmayı seçtik. Daha açık konuşmalar yapmaya başladık, hataları bahane aramadan değerlendirdik. Her başarısızlığı bir gelişim fırsatına çevirdik. Kişisel olarak görselleştirme (visualization) ve olumlu onaylamalar gibi zihinsel araçları kullanıyorum. Bu psikolojik dayanıklılık sayesinde iki Kosova Kupası kazandık ve kendimize olan inancımızı yeniden kazandık.